Anayasa Mahkemesi (AYM), tutuklu milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez ‘hak ihlali’ kararı verdi. Yerel mahkemeye kısa kararı geçen hafta gelirken, mahkeme heyeti dosyayı görüşmek için ‘gerekçeli kararı’ bekleyeceklerini belirtmişti. Can Atalay’ın arkadaşları ve meslektaşları, sabah saatinden itibaren adliyede beklemeye başladı.
AYM kararının üzerinden beş gün geçerken henüz yerel mahkeme bir karar vermedi.
Avukatların AYM’den aldığı bilgiye göre, gerekçeli kararın Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra gönderileceği belirtildi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise, adliye önünde toplanarak bir eylem yaptı.
Burada konuşan TİP Parti Meclisi üyesi ve avukat Özgür Urfa, “İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesi’ne henüz anayasa mahkemesi’nin gerekçeli kararı ulaşmış durumda değil. Kararın yazımı ne zaman biteceği ve ne zaman gönderileceğine dair de kesin ve net bir bilgi tarafımıza verilmiyor” dedi.
“ADALET BAKANI SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç‘un Atalay hakkında, “AYM’nin kararlarıyla ilgili bazı tartışmalar oluştu. Anayasa maddeleri değişmediği sürece bu hükümlerin uygulanması lazım. Anayasa Mahkemesi de Yargıtay da Anayasa’ya bağlı olacak” sözlerine de değinen Urfa, şunları kaydetti:
“Adalet bakanının yaptığı açıklamaları dinlediğimizde kendisi sıradan bir vatandaş gibi çeşitli görüşlerde değerlendirmelerde bulunmuş ve süreci takip ettiğini takip edeceklerini belirtmiştir. Elbette ki Adalet Bakanı süren bir dava ile ilgili mahkemelere telkinde tavsiyede bulunamaz, bulunmamalıdır. Ancak Can Atalay Silivri cezaevinde esirdir ve cezaevleri bildiğiniz üzere Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan yerlerdir. Haliyle Atalay’ın, tutukluk hali de tahliye edilmesi de adalet bakanının sorumluluğundadır. Kendisi verilmiş bir mahkeme kararının uygulanması için üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.”
“BAHANE EDİYORLAR”
Özgür Urfa, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bugün beşinci gün bitmek üzere hâlâ tahliye kararı uygulanmıyor. Hâlâ Anayasa Mahkemesi tarafından gerekçeli karar yazılmıyor. Anayasa Mahkemesi’ne de buradan çağrıda bulunuyoruz. Yaklaşık iki ay önce ilk ihlal kararının gerekçesi bir buçuk günde yazılmışken, ikinci ihlal kararının gerekçesinin beş günde yazılmamasının hiçbir açıklaması izahı bulunamaz. Kendilerinin gerekçeli kararı yazmaması, 13 Ağır Ceza Mahkemesince bahane edilmektedir. Bu bahanenin ortadan kaldırılması da Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyelerinin sorumluluğundadır. Kendilerinin de daha sorumlu davranmaya gerekçeli kararı derhal yazarak mahkemeye göndermelerini talep ediyoruz.”
