Tüm dünya ekonomisi ve jeopolitiği enerji üzerine dönüyor. Ne yazık ki savaşların, gerilimlerin büyük bölümü de yine enerji konusunda oluyor.
Ancak, küresel enerjinin yüzde 82 gibi bir orana takılı kalan büyük bölümü kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan karşılanıyor. Enerji sektörü insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor.
Ülkeler bazında bakacak olursak; 2022 yılında karbondioksit salınımında yüzde 30.7 pay ile Çin birinci, yüzde 14 ile ABD ikinci, yüzde 7.6 ile Hindistan üçüncü. Bu üç ülke zehirli gaz salınımının yüzde 52’sini yapıyor. Daha sonra Rusya (yüzde 4.2), Japonya (yüzde 3.1), Endonezya (yüzde 2) geliyor.
YENİLENEBİLİR ENERJİNİN PAYI YÜZDE 12’DE KALDI
Küresel ısınmanın giderek dünyanın geleceğini tehdit eder bir hal almasıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının payı hızla artsa da birincil enerji toplamında yenilenebilir kaynakların payı ancak yüzde 12’ye çıkabildi.
Küresel enerji pazarında başlıca endüstriler olan petrol ve doğal gaz, dünyanın birincil yakıt kaynakları olarak hala etkili bir rol oynuyor. Küresel enerjinin yaklaşık yüzde 40’ı petrolden sağlanıyor ve bunun önemli bir bölümü ulaştırma amaçlı kullanılıyor.
Elektriğe bakacak olursak; 2023 yılında küresel elektrik üretimi ise geçen yıla göre yüzde 3.1 düşüşle 26.97 trilyon kilovat saat olacak. Bu yıl küresel elektrik üretiminin 64.5’i kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlardan, yüzde 26’sı yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Kalan yüzde 9.5 de nükleer…
ENERJİDE HIZLI BİR BÜYÜME OLACAK, YATIRIMLAR ARTACAK
Önümüzdeki yıllarda hızlı bir büyüme söz konusu… 2023-28 arası küresel elektrik üretimi yıllık ortalama yüzde 4.9 artarak 34.2 trilyon kilovat saate çıkacak.
2022’de küresel enerji sektörüne toplam 2.4 trilyon dolar yatırım yapıldı. Bunun 977 milyar doları elektrik enerjisine ve 852 milyar doları ise fosil yakıtlara… 2040’ta toplam yatırımların 3.2 trilyon dolara çıkması bekleniyor.
DÜNYANIN DA TÜRKİYE’NİN DE EN BÜYÜK ŞİRKETLERİ ENERJİ SEKTÖRÜNDEN…
Enerji sektörünün geleceği parlak. Zaten dünyanın da Türkiye’nin de en büyük şirketlerinin hep enerji alanında faaliyet gösteriyor olmasından anlayabiliriz.
Fortune 500’de Dünyanın En Büyük Şirketleri sıralamasında 500 şirketin 88’i enerji sektöründe… İlk 25’in 11’i enerji şirketleri… İlk 10’da ise; 2. Saudi Aramco, 3. Çin Devlet Elektrik Dağıtım şirketi, 5. Çin Ulusal Petrol Şirketi 6. Çin akaryakıt dağıtım şirketi Sinopec, 7. Exxon Mobil, 9. Shell yer alıyor.
Türkiye’de İstanbul Sanayi Odası’nın En Büyük 500 Sanayi Şirketi sıralamasında üretimden satışlara göre en büyük ilk 25 sanayi şirketinin yedisi enerji sektöründen: 1. Tüpraş, 2. Star Rafineri, 11. EÜAŞ, 18. Eren Enerji, 21. TPAO, 24. Enerjisa, 25. Petkim.
Capital dergisinin Türkiye’nin En Büyük 500 şirketi sıralamasında ise ciroya göre ilk 10 şirketin beşi enerji sektöründen: 1. Tüpraş, 3. Petrol Ofisi, 4. Star Rafineri, 5. Opet, 7. Shell Turcas.
YUNANİSTAN’IN EN BÜYÜK İHRACATI İŞLENMİŞ PETROL ÜRÜNLERİ…
Bir de şu var, enerji ve petrole yapılan yatırımlar karşılığını buluyor. Örneğin Yunanistan; dört tane rafinerisi var ve toplam kapasitesi günde 528 bin varil. Türkiye’nin günde 774 bin varil.
Yunanistan’da Motor Oil Hellas’a ait Korint rafinerisi (kapasitesi günde 185 bin varil), Helenic Petroleum’a ait Aspropigos (kapasite 148 bin/gün), Elefsina (kapasite 100 bin/gün ve Selanik rafinerisi (kapasite 93 bin/gün) var.
Türkiye’de dördü Tüpraş’a (Kırıkkale, İzmit, Aliağa ve Batman) ve biri de Socar’a ait olmak üzere beş rafineride günde 774 bin varil petrol ürünü işleniyor. Çalık Grubu da Adana’da yeni bir rafineri inşa ediyor.
Biliyor musunuz, Yunanistan’ın bir numaralı ihracat ürünü ne? Tarım ürünleri değil, işlenmiş petrol ürünleri; toplam ihracatın yüzde 29’u… Rafinerilerinde işlediği ithal petrolü tüm dünyaya satıyor. 2021’de 23 milyar dolarlık işlenmiş petrol ürünü ihraç ederek, dünyanın en büyük 11. rafine petrol ihracatçısı oldu.
OPEC ANLAŞAMADI, PETROL FİYATLARI DÜŞÜYOR
Konuyla ilgili olarak petrol fiyatlarındaki son gelişmelere bakalım… Petrol fiyatları haftanın son gününü de Gazze’deki rehinelerin serbest bırakılmasının jeopolitik risk primini azaltmasıyla düşüşle kapattı. Hafta içinde 82.45 dolara kadar çıkan Brent petrolün varili Cuma günü 80.58 dolardan kapandı. Batı Teksas petrolü (WTI) de Salı günü varil başına 77.77 doları gördükten sonra 75.17 dolardan haftayı bitirdi.
Petrol, Gazze’de dört günlük ateşkes ve ardından ilk rehine grubunun değişiminin gerçekleşmesi nedeniyle gevşedi. Ancak, piyasanın takip ettiği konu ise, OPEC+’in üretimde kesinti yapıp yapmayacağı.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün bir nedeni de ABD ham petrol stoklarındaki beklenenden fazla artış ve dünyanın en büyük üreticisi ABD’de rekor üretim… Ayrıca, Asya’daki talebe ilişkin endişelerin artması da fiyatları aşağı çekti.
Ayın 16’sında Brent petrolün varili 77.42 dolar ve Batı Teksas petrolü (WTI) de 72.90 dolara kadar düşmüştü. Petrol fiyatları Eylül ayındaki zirvesinden yaklaşık yüzde 18 düşüş kaydetti.
AFRİKALI ÜRETİCİLER DAHA ÇOK ÜRETİM YAPMAK İSTİYOR, SUUDİLER İZİN VERMİYOR
OPEC üyeleri üretim kotaları konusunda anlaşma sağlayamayınca, hafta sonu yapılması planlanan zirveyi 30 Kasım’a erteledi. Suudi Arabistan’ın diğer üyelerin petrol üretim seviyelerinden duyduğu memnuniyetsizlik üye ülkeler arasında gerilime neden oldu. Anlaşmazlık iki üye ülke Nijerya ve Angola’nın üretim kotaları konusunda. Bu üreticiler daha fazla üretim kotası istiyor.
OPEC+, Haziran ayındaki son toplantısında, küresel talebin yüzde 3.6’sına tekabül eden günlük 3.66 milyon varillik petrol üretim kesintilerini 2024 sonuna kadar uzattı. Bu rakam, 2022’de kabul edilen günlük 2 milyon varillik kesinti ve bu yılın başında dokuz OPEC+ ülkesinin gönüllü olarak yaptığı günlük 1.66 milyon varillik kesintiden oluşuyor.
Küresel petrol üretiminin yüzde 27.5’ini gerçekleştiren OPEC, Ekim ayında 80 bin varil artışla günde 27.9 milyon varil petrol üretti. Tabii en büyük üretici günde 9 milyon varil ile Suudi Arabistan, onu üretimini sürekli arttıran komşumuz Irak günde 4.3 milyon varille izliyor. OPEC üyesi olmasa da kartelle birlikte hareket eden Rusya da Aralık 2024’e kadar sürecek gönüllü kesintiyle günde 9.5 milyon varil üretim yapıyor.
KÜRESEL FOSİL YAKITLARA SÜBVANSİYONLAR YEDİ TRİLYON DOLARA ÇIKTI
Diğer yandan enteresan bir gelişme olarak, durdurulması çağrılarına rağmen ülkelerin küresel fosil yakıt sübvansiyonları giderek artıyor.
Bundan iki yıl önce Glasgow’daki COP26 iklim zirvesinde, küresel ısınmayla mücadeleye yardımcı olmak için “verimsiz” fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması konusunda anlaşma sağlanmıştı.
Ancak Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre, o zamandan beri, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler tüketicileri artan enerji fiyatlarından korumaya çalıştığından dolayı küresel fosil yakıt sübvansiyonları iki trilyon dolardan yedi trilyona çıktı.
Özellikle Çin’in toplam fosil yakıt sübvansiyonları 2022’de 2.2 trilyon dolarla (GSYİH’sının yüzde 12.5’i) dünyanın en yükseği olurken, Rusya da dünyanın deniz yoluyla en büyük dizel ihracatçısı ve üçüncü büyük petrol üreticisi olarak geçen yıl fosil yakıt sübvansiyonlarına 420 milyar dolar harcadı.
Artan doğal gaz fiyatları karşısında vatandaşlarına destek olan Avrupa hükümetleri ise, bir önceki yıla göre ikiye katlanarak 2022’de fosil yakıt sübvansiyonuna 310 milyar dolar harcadı.
FAİZİN DÜNYA HÜKÜMETLERİNE FATURASI; İKİ TRİLYON DOLAR
İşte faizin faturası… Bu yıl toplamı iki trilyon dolara ulaşan faiz faturası tüm hükümetler için ağır bir darbe oluyor. Yüksek faiz oranları borçlanmayı daha pahalı hale getirdiği için hükümetlerin bu yıl iç borçlarına ait net iki trilyon dolar faiz ödemesi bekleniyor ve bu 2022’ye göre yüzde 10’dan fazla bir artış anlamına geliyor. Borç ödeme miktarlarının artması hükümetlerin eğitim, sağlık, savunma ve iklim harcamalarına yönelik planlarını da gözden geçirmesine neden oluyor.
İşin kötüsü, Uluslararası Para Fonu verileri üzerinde yapılan bir analize göre, önümüzdeki yıllarda benzeri görülmemiş fatura söz konusu olacak. Hükümetlerin borçlarının net faiz ödemesinin 2027 yılında üç trilyon dolara çıkması bekleniyor.
ABD 659 MİLYAR DOLAR ÖDEDİ, TÜRKİYE DE HIZLA BORÇLANIYOR
Sadece ABD’de iç borçlanmanın net faiz maliyeti bu yıl 659 milyar dolara yükseldi. ABD Hazine Bakanlığı’na göre, 30 Eylül’de sona eren 2023 mali yılında net faiz maliyetleri bir önceki yıla göre 184 milyar dolar veya yüzde 39 artışla 659 milyar dolara yükseldi. Bu rakam 2020 mali yılının neredeyse iki katı oldu.
Türkiye ise, yılın ilk dokuz ayında 405 milyar lirası anapara, 282 milyarı faiz olmak üzere 687 milyar liralık iç borç geri ödemesi yaptı. Faiz ödemelerindeki artış yüzde 125 oldu. Aynı dönemde 944 milyar liralık yeni iç borç alındı.
Türkiye çok hızlı borçlanan ülkelerden biri… Eylül itibarıyla merkezi yönetimin borç stoku 6 trilyon 70 milyar lira (bunun 2 trilyon 859 milyar lirası iç borç) oldu. Ocak ayında 4.2 trilyon liraydı. 2022 başında 2.8 trilyon liraydı. 21 ayda 3.3 trilyon lira arttı.
ARJANTİN’DE ANARKO-KAPİTALİST BAŞKAN, BAKALIM NELER YAPACAK?
Arjantin’de aşırı sağcı, ekonomi konusunda enteresan söylemleri olan bir ekonomi profesörü devlet başkanı oldu. Javier Milei, Peronist aday ve ekonomi bakanı Sergio Massa’yı geride bıraktı.
Radikal çözümlerden söz eden, kendisini anarko-kapitalist olarak niteleyen Milei, Arjantin Merkez Bankası’nın kapatılacağını, Peso’nun dolara çapalanacağını, özelleştirmelere hız verileceğini, sağlık sisteminin özelleştirileceğini, vergileri ve kamu harcamalarını büyük oranda azaltılacağını, sağlık, eğitim ve çevre bakanlıklarının kaldırılacağını vaad etti. İklim değişikliğine de katılmıyor. Ama ülkesinin borçlarına bağlı, ABD ile arayı iyi tutuyor.
Son açıklamasında merkez bankasının kapatılmasının ‘müzakere edilemez bir konu’ olduğunu belirtti.
Milei’ye göre, 45 milyon Arjantinli’nin yüzde 40’ını yoksulluk sınırı altına çeken ekonomik kriz merkez bankası kapatılarak ve ekonomi dolara bağlanarak çözülecek.
MEVCUT SİYASETÇİLERDEN BIKAN İŞÇİLER, YOKSUL KESİM VE GENÇLER MILEI’Yİ DESTEKLEDİ
Arjantin’de çok ağır bir ekonomik kriz var, Peso eriyor ve ülke IMF’nin acı reçetesini uyguluyor. Ancak şöyle bir durum var; seçimlerin öncesindeki son bir yılda IMF ve kemer sıkma politikalarına karşı rekor sayıda sokak protestoları ve grevler yapan işçiler, sosyal yardımlara bağımlı yoksul kesim ve gençler son seçimlerde büyük oranda Milei’yi destekledi.
Uzmanlara göre, bunun nedeni, işçilerin, yoksulların ve gençlik kesiminin mevcut Peronist ve sol partilerin hiçbirinde aradıkları söylemi bulamamaları olarak açıklanabilir. Aşırı sağcı Milei’nin önerdiği gülünç “anarko-kapitalist” ekonomik çözümlerine verilen oylar onun kapitalist sömürü programına onay verildiği anlamına gelmiyor. Çünkü bu öncelikli olarak Peronizmle ilişkilendirilen çürümüş düzene karşı bir protesto oyu olarak değerlendiriliyor.
Gerçi, para birimlerini dolara bağlayan, ekonomilerini dolarize eden Ekvator, El Salvador, Zimbabwe gibi ülkelerden başarı konusunda pek parlak haberler yok. Bakalım, Arjantin enteresan bir hal aldı, izlemeye devam…
ABD EKONOMİSİNDE BEKLENEN ‘YUMUŞAK İNİŞ’ BAŞLADI GİBİ…
ABD’de ekonomi yönetimi aşırı ısınan ekonomiyi yavaşlatmaya çalışıyor, malumunuz… Maksat, enflasyonu düşürmek faiz artırımlarını durdurmak, daha sonra da aşağı çekmek… Ekonomik veriler bu yönde geliyor ve enflasyon düşüyor. Bir durgunluk veya çok fazla ekonomik zayıflık olmaksızın, enflasyonun salgın öncesi normuna geri döndüğü yorumları yapılıyor.
ABD’de Ekim ayında tüketiciler mağazalarda, bayilerde ve benzin istasyonlarında harcamalarını azaltarak tatil alışveriş sezonu öncesinde ekonomik büyümenin fren yapmasını sağladılar. Perakende satışlar Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0.1 gerilerken, Mart ayından bu yana ilk kez düşüş oldu. Eylül ayında perakende harcamalar yüzde 0.9 artmıştı.
Yavaşlayan işe alımlar ve düşen enflasyonla birleşen perakende satış rakamları, ekonominin bu yılın büyük bölümündeki şaşırtıcı derecede güçlü büyümenin ardından yumuşak inişe geçtiğini gösteriyor.